Kütüphaneden aldigim kitaplarin icinden baskasina ait yazilar cikmasina ve bu yazilari okumaya bayiliyorum. Hani bir film baskasinin hayatina isik tutar ya, baska yasamlar gormek icin izlenen filmlerden cok daha gercekcidir kitaplarin arasindan cikan bu yazilari okumak. Okuduklarimdan yazana dair birseyler cikarmaya calisirim. En azindan kamu mali sayfalarina yazarkenki durumlarina ait birseyler. Gecen gun de Turkce dersi sunumum icin kutuphaneden bir kitap almistim. Sayfalari karistirirken el yazisiyla yazilmis bir siire rastladim. Kimin siiri bilmiyorum; ama bilen varsa lutfen beni bilgilendirsin. Yani, bir saire mi ait yoksa yazan kisiye mi bilmiyorum cunku arastirmama ragmen etrafta boyle bir siir bulamadim. Yazarin affina sıgınarak siiri paylasmak istiyorum (gerci sanirim bir sorun olmaz kendi de kutuphane kitabinin arasina yazdigina gore):
ZOR
Seni sevmek zor,
Kara gecelerde parlayan yildizlar gibi
parlayan gözlerine bakmak zor
Seni ararken cekilen sikintilar zor
Beni seviyor mu sevmiyor mu diye sormak zor
Ama en zor olani beni sevmen!
Subscribe to:
Post Comments (Atom)
5 comments:
bana efkarlı bir muhendisin siiriymis gibi geldi.
"Ama en zor olani beni sevmen!" dizesinin cozumunu yaparsak, bana da yolun assagi tarafindaki bir muhendisin, yolun yukarisindaki birine yazdigini soyleyebiliriz. Yol dedigim Bilkent'imizi muhendislik + kutuphane ve digerleri diye ayiran yol...
Bunun üzerine güzel sanatlar stüdyolardan birinde yazan bir yazıyı sizlerle paylaşmaktan başka çarem kalmadığını görüyorum: "sevgi anlaşmak değildir mühendis de sevilir"
Ahahahahhahhaah
kızların akılları başlarına gelecek, hepsi muhendislerin kıymetini anlayacak ama bakalım ne zaman. bekliyorum sabırsızlıkla.
Post a Comment